7 Temmuz 2008 Pazartesi

kırmızı başlıklı yazı


Biz küçükken hep bahsederlerdi geleceğe bakan pembe camlı gözlüklerden, kırmızı başlıklı kızlardan..

aslında pekte farklı değil...
Biz büyüdükçe hayat bizi sürüklüyor bazı şeyler kontrol dışı gelişiyor, para bile bu işleyişi tam olarak kontrol edemiyor, toplum ise biz her ne kadar direnç gösterdiğimizi söylesekte baskı kuruyor.. Güneş gözlüklerinizden kazancınıza, toplumdaki mesleğinizden giyindiklerinize, statülerden markalara, arabanızdan arkadaşlarınıza, ailenizden saçlarınıza hatta davranışlarınızdn dinlediğiniz müziklere hep takip ediliyor gibisiniz... Her ne kadar bunları umursamadığınızı söylesenizde kendinizi bi noktada standardize olmuşken görüyor olmanız düşündürmüyor mu sizleri? Belki bu çok öznel oldu ama zaman zaman herkesin bu dediğim duyguyu yaşadığını biliyorum... Bütün bunlar bu kişisel çekişmeler rekabetler üstünlük kurma çabaları belkide bizleri mutsuz eden ama hayatın ta içine işlemiş olan gerçekler. toz pembe gözlükler ray banlara ve kırmızı başlıklı kız hikayelerindeki baş rol oyuncusu kız ve nine ise rolü kurtlarkurtlara bırakıyor...

Düşündünüz mü hiç pamuk prensesin babası savaşmak için nereye gitmişti de kötü kraliçeye bırakmıştı krallığı, ya da külkedisinin babası =) büyük ihtimalle Haçlı Seferlerinde dünyanın diğer ucundaki prenseslerin babalarını öldürmeye...

İşte dünya bu kadar masummuş gibi gösteriliyor aslında bize. Bana kalırsa masallar yalan, akabinde herşey yalan. Bariz yalanlar bize hap gibi yutturuluyor tıpkı külkedisinin sat 12 de tüm varlığının değişip eski haline dönmesi yalanı gibi, Cam ayakkabıların değişmemesi sizi rahatsız etmiyor mu.. Belkide tek doğru olan şey, Yaşanılan anlar ve sevdiğin insanlarla geçirdiğin saatler. Hayat bi paylaşım değil midir ki? Değilse nedir? Rekabet ve hırs mıdır?

Geçenlerde 5 günlük izinim ile birlikte Ankaraya gittim. Tüm sevdiklerim oradaydı, daha doğrusu hayatı benim için anlamlı kılan insanlar. Ve dedimki arkadaş sen buraya aitsin, buraya aitsin, buraya aitsin.. Çocukluk arkadaşlarımla , ailemle ya da gerçekten sevdiğim arkadaş ve akrabalarımla... Bu gerçekten önemli yaşadığın yeri anlamlı kılan unsurlar insanlardır. Seni tanıyan bilen ve senin tanıdığın, kredi ve sınırları aşsanda sana her zaman kredi ve sınır sunan, canın sıkıldığında hadi lan atla kızılaya gidelim diyebileceğin. Sınıf ve bireysel çekişmelerin olmadığı kendini rahat hissettiğini düşündüğün güzel insanlar ( Hobbitler :D )

Sanırım yaşadığımız heryerde böyle insanları arayıp bulmaya çalışmalıyız. Öncesinde paylaşımlarımız olmasada hayatı anlamlı kılan şeyin paylaşımlar olduğunu anlayabilecek, yanınızda olabilecek insanlar bulmak en büyük zenginliğimiz olmalı..

Diyeceksiniz aç ayı oynamaz ... Hayatta iş var , rekabet var, güçler var...
-Ben açıklamaya çalışacağım.
Diyeceksiniz kız arkadaşım şuna özen gösterir , patronumla dalaştım, amirim laf etti, kuznim şöyle yaptı.
-Ben açıklamaya çalışacağım
Diyeceksiniz çıkar çatışmaları üstünlük kurma çabaları, para kazanma hırsı, yaşım oldu 24, araba alacam şunu yapacam bilmem ne..
-Ben açıklamaya çalışacağım.
Diyeceksin ...23dasd bıdı bıdıbıdıı
- ve ben düşünmeden diyeceğim ki Ebenin Amı

5 yorum:

wt dedi ki...

hemen hemen aynı hissiyatları paylaştık bu adamla. farklı dile getirsekte kalpler aynı şeyi istiyor.

bi de unutmadan.
hoşgeldin cakabo

lady jade dedi ki...

Bazen o bize yutturulan yalanlara inanmak hayal kırıklıklarını engelliyor aslında,biraz karışık bir durum bu gerçi.

Sevdiğin insanlardan mâda seni de seven insanların olduğu bir yerde nefes almak ne güzel şeydir.

Rakabet, güç aslında o kadar önemsiz ki, bunun farkında olarak da düşüncem o ki,mutluluk için bundan daha fazlası gerekli..[seci sanatı kullanıcam diye uğraşmıyorum, orijinalim böyle:p]

blog kardeşliğine hoşgeldin:)bir de yorum yazarken şu kelime doğrulama işi olmasa çok iyi olacak..

mimi wonka dedi ki...

Bir zamanlar "herkesten samimiyet beklerken bir blog sayfasına içimizi dökerek en büyük samimiyetsizliği yapıyoruz belki de" demişti biri... Okuyunca aklıma o geldi önce, ama bir cümle var ki gerçekten durup düşünmeye sevk edici;"yaşadığın yeri anlamlı kılan unsurlar insanlardır." ne kadar basit ve yoğun... Güzel bir iç döküş olmuş, "Newerland" ise başka bir hayranlık nedeni =)

Hoşgeldiniz.

duyguovacik dedi ki...

belki de hayatta bize verilen rollerin içerisinde kaybolup gidiyoruz ve hepimizin birer kocaman dünya olduğunu unutuyoruz... kendini tanıyamadan başkaları oluveriyorsun... olduruluyorsun...

bütün bunlara kafaya yormayı bırak, en ufak bir “farklılığa” tahammülü olmayan insanlarla dolu "bu kente" hoşgeldin!!!

(dayanamadım yazdım…)

Phaedrus dedi ki...

"Sınıf ve bireysel çekişmelerin olmadığı kendini rahat hissettiğini düşündüğün güzel insanlar..."

böyle demişsin ya. o insanları bulmak o kadar güzel bir duygu ki. nerede ya da hangi koşulda bulunduğunun bir önemi yok. ağzından çıkan bir cümleyi senin hissettiğin gibi hissedip yorumlayan insanlardan bahsetmişsin sanki. ben de buldum o insanlardan ve bunu farkettikten sonra herşey daha güzel ve çekilebilir gelmeye başladı. sen de bulduysan ne mutlu hobit kardeşliğine :)